Karatay  Üniversitesi, Konya Ticaret Odası öncülüğünde kurulan ve şehrin sahip olduğu  potansiyeli simgeleyen önemli bir girişimdir. Bu simgesellik üniversitenin  eğitim kalitesi, etki alanı, üretimi ve kurum kimliği ile doğrudan ilişkilidir.  Bu kimliğinin en önemli parçalarından birisi de kurumun sahip olduğu mekanlar  ve onların kalitesidir. Bu bilinç ile Konya Karatay Üniversitesi sahip olacağı  fakülteler, idari bina ve tamamlayıcı binalardan oluşan yerleşke binalarını  farklı tasarımcı mimarların katıldığı bir yarışma ile elde etmek istemiştir. Bu  kapsamda 2007 yılında düzenlenen yarışmada birincilik ödülü kazanan Ser  Mimarlık’ın projeleri uygulamaya değer görülmüştür. Bu yarışma ve kazanılan  birincilik, aslında üst ölçekte etaplanmış fakat kesin bir programı olmayan,  çağın gereklerine göre şekillenecek ve uzun zamana yayılacak dinamik bir  tasarım sürecinin başlangıcı olmuştur. Bu süreçte farklı binalar tasarım  programına alınmış fakat ilk blok temelleri 2008 yılında atılarak, 2009 yılında  tamamlanmıştır.
  Hazırlan  projelerin temel yaklaşımı Simgesellik ve Temsil niteliklerinin öncelikli  düşünülmesidir. Kurumun sahip olduğu değerleri ön plana çıkaracak, vizyonunu  mimari ürün ile destekleyecek, yönetim kadrosundan yeni kayıt yaptıracak  öğrenciye kadar geniş bir profilde sahiplik hissini artıracak bir tasarım dili  ortaya konmak istenmiştir. 
  Tasarım ana kurgusu kurumun  isminden kaynaklanan tarihsel anlamın etkisinde kaldığı söylenebilir. Yalın,  döneminin gereksinimlerini yansıtan, içindeki fonksiyonu dışarıya yansıtan, iç  mekan ile dış mekanın entegrasyonunu düşünen, nitelikli bir tasarım ortaya  konmuştur. Adını aldığı tarihi medrese ile tarihsel bağlamlar aynı zamanda  tasarım kurgusuyla da kurulmuştur. Bu bağlamda en etkili mimari öğe “avlu”dur.  Proje ana fikrinde peyzaj düzenlemesi zenginleştirilerek “yeşil avlu”  oluşturulmuş ve tasarımın ana kurgusu bu fikir çevresinde gelişmiştir.
  Tasarlanan üniversite alanı,  merkez fonksiyonlarını taşıması öngörülen bir bölge üzerinde yer almaktadır.  Ancak henüz yapılaşmasını tamamlamamış ve yakın çevresinde niteliksiz konut  yapılaşmalarının da bulunması, içe dönük tasarım anlayışını zorunlu kılmıştır.
  Günümüz modern üniversitelerin  belki de geçmişteki karşılığı diyebileceğimiz medreselerdeki şu tasarım  ilkeleri, Selçuklu ve Osmanlı Medreselerindeki mimari felsefeyi bizlere  aktarmakta ve günümüze ışık tutmaktadır;
 Bu mimari felsefenin oluşturduğu ruhla ele  alınan proje, tüm bu kriterleri sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Aynı zamanda  günümüz bilgi çağında, çağdaş üniversitelerin, çoğulcu ve katılımcı bir yapıyı  vurgulamanın yanı sıra, kapsamlı bir kültürel ve sosyal ortam sunması  gereklidir. Modern Üniversite tasarımları daha yatay ve çevreci bir anlayışla  ele alınmalı, aydınlık ve şeffaf iç mekanları ile içe dönük rehabilite edici  nitelikli dış mekanlar öngörmelidir. Üniversite içerisindeki farklı  fonksiyonların, mimari üslup birliği içerisinde fakat farklılaşarak çoğulcu bir  anlayışla kendini ifade etmelidir.
  Çeşitli rekreatif alanların  düzenlenebileceği ve sosyal gösterilere imkan tanıyan nitelikli meydanlar  sosyalleşmenin gereği olarak tasarımda yer bulmuştur. Projede üniversiteye  hayat veren dinamizmini ve canlılığını kazandıran bir alan olarak tasarlanan  yeşil iç avlu ilk tasarımdan farklılaşarak, yeşil alanlar iptal edilmiş ve  uygulama sırasında bu alanlar sert içerisindeki farklı fonksiyonlar, mimari  üslup birliği içerisinde fakat fonksiyonun farklılığına göre mimari karakteri  farklılaşan bir karakterle kendini ifade etmektedir. Tüm üniversite hiyerarşik  bir bölümleme ile etaplama yapılmış, planlanan bir zaman süresi sonunda bütünlüğe  ulaşacak şekilde tasarlanmıştır.
Şehir merkeziyle bağlantıyı en iyi  kuzey yönündeki yolun sağlayacağı varsayılarak üniversitenin genel girişi bu  yönde düşünülmüştür. Tüm yaya ve araç girişleri ve güvenlik kontrolleri bu  noktadan sağlanmıştır. Arsanın çevresinde dolaşan ring-yol hattı tüm yapıları  birbirine bağlamıştır. Açık otoparklar bu yolla irtibatlandırılmıştır.  Bu sayede yapılarla çevrelenen iç yeşil avlu araç  trafiğinden korunmuş, tamamen yaya alanına ayrılmıştır.
  Yeşil iç avlu adeta üniversiteye  hayat veren dinamizmini ve canlılığını kazandıran bir alan olarak  öngörülmüştür. Gerek oranları gerekse sahip olduğu bağlantılar ve unsurlarıyla  nitelikli bir dış mekan oluşturmaktadır. Üniversitenin giriş bölümünde,  üniversitenin başı olarak tabir edilebilecek olan rektörlük yapısı  bulunmaktadır. Baş bölümüne eklemlendirilen konferans salonu, kütüphane ve  yemekhane, rektörlük binasıyla birlikte bir idari iç avlu oluşturmaktadır.
  Farklı  kullanıcıların gereksinimlerini karşılamak esnek bir tasarım anlayışını zorunlu  kılmaktadır. Zamanla kullanıcı ihtiyaçlarına göre bazı fonksiyonlar değişmiştir.  İlk konsept aşamasında rektörlük binası olarak tasarlanan yapı, üniversite  ihtiyaçları doğrultusunda hukuk fakültesi olarak revize edilmiştir. Aynı  nedenlerle konferans salonu binası da merkezi derslik olarak yeniden  kurgulanmıştır.
  Arsanın iki yanında yer alan ve lineer şekilde  uzanan fakülte binaları aynı zamanda   “yeşil alle”yi dış dünyadan soyutlamaktadır. Fakülte yapılarının form  anlayışı sürekliliğin ve birlikteliğin egemen olduğu ancak, her fakültenin de  kendisini güçlü bir şekilde ifade edebildiği bir tasarım ekseni üzerine  kurgulanmıştır. Cephe tasarımında zıt kavramların geriliminden sade ve dingin  cepheler elde edilmiştir. Geniş masif yüzeyler ile cam cepheler,  yatay elemanlar ile düşey unsurlar denge  içerisinde tasarlanıştır. Büyük galeriler ve transparan cam yüzeyler  derslikleri yeşil iç avluyla bütünleşmesi için tasarlamıştır. Galeri mekanları  cephelerde geniş cam yüzeyler şeklinde kendini ifade etmiştir. Güneş kontrolü  için uygulanan güneş kırıcılarla şeffaf yüzeylerdeki  yatay etki desteklenmiştir. 
  Çeşitli rekreatif alanların  düzenlenebileceği ve sosyal gösterilere imkan tanıyan nitelikli meydanlar  öngörülmüştür.
  90.265 m² olan bir arsa üzerinde tasarlanan  üniversite kampüsü toplam 85.000 m² inşaat alanına sahiptir. Üniversitedeki toplam öğrenci sayısının 5000  ila 7000 Kişi arasında değişeceği öngörülmüştür.  2005 yılı YÖK verilerine göre (2005 yılı YÖK  verileri,2005;129) öğrenci başına düşen kapalı alan ortalaması Türkiye için  10.5 m² iken, Avrupa Birliği standartlarında minimum 15 m² öngörülmektedir.  Üniversite için uygulanan kapalı alan ise kişi başı 18 m² ile Avrupa  standartlarının üzerine çıkılmıştır. Kişi başına 2.8 m²  sosyal alan ve 7 m² yeşil alan düşmektedir.
  Yapılan  değerlendirmelerde Konya Karatay Üniversitesi Yerleşme bina kompleksi, tasarım  dili, tasarım yaklaşımı, tarihsel bağlar ile moderniteyi bütünleştirmesi,  malzeme kullanımları, nitelikli mekanları ile Konya mimarlık ortamına önemli  katkısı bulunmaktadır.
Proje aynı  zamanda günümüz bilgi çağında, çoğulcu ve katılımcı bir yapıyı vurgulayarak  kapsamlı bir kültürel ve sosyal ortam sunmaktadır. Üniversite içerisindeki  farklı fonksiyonlar, mimari üslup birliği içerisinde fakat fonksiyonun  farklılığına göre mimari karakteri farklılaşan bir karakterle kendini ifade  etmektedir. Tüm üniversite hiyerarşik bir bölümleme ile etaplama yapılmış,  planlanan bir zaman süresi sonunda bütünlüğe ulaşacak şekilde tasarlanmıştır.
  Yapılan  değerlendirmelerde Konya Karatay Üniversitesi Yerleşme bina kompleksi, tasarım  dili, tasarım yaklaşımı, tarihsel bağlar ile moderniteyi bütünleştirmesi,  malzeme kullanımları, nitelikli mekanları ile Konya mimarlık ortamına önemli  katkısı bulunmaktadır.
FAKÜLTELER
  Tüm fakülte yapıları mekansal kurgu olarak  dışa kapalı içe dönük olarak planlanmıştır. Yapının merkezinde yer alan şeffaf,  büyük galeri; öğrencilerin ortada yer alan yeşil avluya olan yönelimini ve  bağlantısını artırmıştır. Bu yönlenmeyi daha da kuvvetlendirmek için panaromik  asansörler kullanılmış, bu sayede öğrenciler yeşil avluyu seyrederek  dersliklerine ulaşabilmeleri sağlanmıştır. Aynı zamanda, her bölüm önünde yer alan  iç bahçeler yeşilin yapı içlerine kadar çekilerek yeşil avluyla olan  birlikteliğini artırmıştır. İç bahçelerin kışın da kapatılarak kış bahçesi  olarak kullanılabileceği düşünülmüştür. Kısa ders aralarında dinlenme ve  teneffüs alanları olarak  kullanılabileceği gibi çeşitli kulüp etkinlikleri ve sergi alanı olarak da  kullanılabilir. Bunun yanında bu mekanlar ileride kullanılabilecek potansiyel  alanlar olarak öngörülmüştür.
  Fakülteler yatay mimari yaklaşımla  ele alınarak üç katlı olarak tasarlanmıştır. Derslikler, amfiler ve laboratuvarlar  fakültenin merkezinde düşünülmüş, öğretim elemanları ve bölüm başkanlıkları yan  kollarda çözümlenmiştir. Üst idari birim olan dekanlık ise aynı zamanda temsili  olarak dördüncü katın bir bölümünde düşünülmüştür. Yapı formuyla uyumlu olarak  taş kaplama, kompozit malzemeler, cam ve panel yüzeyler kullanılmıştır. İlerleyen  senelerde yeni fakülte ve bölümlerin açılacağı düşünüldüğünde eğitim blokları  plan şemasının çok esnek bir tasarım anlayışıyla ele alınması gerekliliği ortaya  çıkmaktadır. Derslikler küçülüp büyüyebilecek esneklikte tasarlanmıştır. 
YEMEKHANE
  Yemekhane ve sosyal tesisin altı  boşaltılarak konferans salonu ve kütüphane arasında görsel beraberlik  artırılmıştır. Aynı zamanda çok amaçlı yarı açık teras mekanı elde edilmiştir.  Yeşil avluyu gören en iyi manzaralı konuma sosyal tesis ve yemekhane yapısı  yerleştirilmiştir. Zemin katta mağazalar kafeteryalar kapalı oyun alanları çok  amaçlı etkinlik alanı bulunmaktadır. 1. katta öğrenci kafeterya ve yemek  salonu, 2. katta ise öğretim görevlileri, idari personel ve protokol için yemek  salonu bulunmaktadır.
MERKEZİ DERSLİK
  İlk konsept aşamasında konferans  salonu olarak tasarlanan yapı, üniversite ihtiyaçları doğrultusunda merkezi  derslik binası olarak revize edilmiştir. 4 katlı olarak planlanan yapının zemin  katında kafeterya ve amfiler, üst katlarda ise derslikler yer almaktadır. Eğitimi  bütün mekanlara yaymak amacıyla koridorlar geniş tutulmuş, çatı ışıklıkları ile  güneş ışığı alan hollere dönüştürülmüştür. Böylece iç mekanda esneklik ve  saydamlık sağlanmıştır.