BİLİM MERKEZİ
EĞİTİM | KÜLTÜREL | KAMU | YARIŞMALAR
YER
İNŞAAT ALANI
YAPIM TARİHİ
SELÇUKLU/KONYA
16.000 m²
2009
Ankara yoluna uzun ince paralel bir şekilde uzanmaktadır. Arsa arkasındaki tasarlanacak yapımızla çok uyumlu olmayan niteliksiz sanayi yapılaşması göze çarpmaktadır. Bu yapılaşma yapıya adeta bir arka fon olacak niteliktedir. Bu nedenle arkadaki mevcut yapı siluetlerinin görsel olarak kapatılarak yapının niteliksiz bir fonda cephelenmesi engellenmelidir. Bu durum yapının bu hattı kapatacak şekilde konumlanmasını zorunlu kılmıştır.
Aynı zamanda tüm fonksiyon birimlerinin zeminde çözülme isteği ve sergi yüzeylerini artırma ihtiyacı, yapının zemine yayılarak az katlı oluşu sonucunu doğurmuştur. Binanın zayıf zemin durumu, yapınız az katlı oluşunu; yeraltında yakın yerlerde su oluşu da binanın bodrumsuz olmasını zorunlu kılmaktadır. bu durum aynı zamanda yapı ve işletme maliyetlerini büyük oranda düşürmektedir.
Yapıya gelen ziyaretçilerin büyük oranda araçla geleceği göz önüne alınmıştır. Otopark sayısının fazla oluşu, otopark alanlarının arsa üzerinde büyük bir yer işgal etmesi sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla yapının ön cephesinde oluşacak araç kirliliğine engel olmak için, otopark alanları yapılaşmanın mümkün olmadığı ve yükselen kavşak perdesinin altıdaki kuzey bölümüne alınmıştır.
Dış mekan kuramındaki arayışlar da yapı kütlesinin şekillenmesinde etkili olmuştur. Açık bilim bahçesi, çok amaçlı açık sergi alanları gibi birçok aktivitenin yapılacağı açık alanların tanımlanmış ve özelleşmiş bir dış mekanda olması gerekmektedir. Zira çevredeki unsurlar, sergi alanındaki ziyaretçilerin dikkatini dağıtacak ve etkiyi zayıflatacaktır. Bu nedenle bu tür açık mekanlar avlu formunda çözülmeye çalışılmıştır.
İç ve dış mekanlarda mekan kademelenmesini (kapalı, yarı açık, açık mekan kurgusu) tariflemek gerekmektedir. Giriş bölümündeki teknolojik ve yapay bir çevreden, belirlenen hedef doğrultusunda giderek doğallaşan bir mekan anlayışı ile tabiata ulaşmak hedeflenmiştir. Giriş bölümünden bilim koridoruna geçilmekte, oradan önce ortasında adeta tabiatın bir parçası halindeki tematik sergi alanlarına oradan da açık bilim bahçesine ulaşılmaktadır. Bu doğallığı oluşturabilmek için iç mekanda ihtiyaç duyulan birimlerin bir yapı gibi ele alınması ve sokak oluşturma arayışı ortaya konmuştur. Oluşturulan sokağın büyük oranda üstten aydınlatılması ile gün boyunca güneş hareketi mekan içinde hissettirilmektedir. Tematik sergi ile gösteri bilimleri arasında yeşil ara yüz oluşturularak bir sonraki bilim bahçesine mekânsal geçişin sağlanması hedeflenmiştir. Esnek ve değişken mekan anlayışı tercih edilmiştir. Bilim Merkezinin kendi içinde yapacağı açık hava aktivitelerine ve sergilere dış ortamda iç mekan kalitesi sağlama isteğiyle mekanlar çözümlenmiştir. Oluşturulan doğal mekan ile;
• Bilimin doğayı ve gerçekleri her yönüyle anlama çabası oluşunun mekana yansıtılması
• Ziyaretçilere uzun geziler sırasına doğal ve ferah bir ortam sunulması
• Mekan çeşitliliği sunulması
• Çeşitli sergi ve aktivitelere imkan sağlaması hedeflenmiştir.
Bilim merkezlerinin işlevindeki farklılık ve eğitselliği yapı bütünün de devam ettirerek ziyaretçilerin yeni deneyimler keşfetmesine imkan tanıması gerekmektedir. Bu anlamda bina formu farklı açılardan farklı perspektifler vermekte ve ziyaretçilerin heyecanını artırmaktadır.
Simgesel yapı anlayışının kazandırdığı markalaşma isteği yapıya büyük avantajlar kazandıracaktır. Bina formunun Konya Bilim Merkezinin Türkiye’de hatta dünyada bir marka olmasını kolaylaştırması hedeflenmiştir.
Tabiat ile bütünleşen akışkan- organik –çevreci –dinamik Yapı anlayışı yüzyılımızın mimari trendlerinin geldiği son nokta olarak göze çarpmaktadır. Bu anlamda yapı mimarisi terk edilmiş mimari akımların tekrarı yerine yeni yüzyılın mimari anlayışı ile ele alınmıştır.
Yapının büyük oranda doğal aydınlatmadan faydalanması, dış cephede kullanılan saçak formundaki güneş panelleri ile enerji ihtiyacının tamamının karşılanmış olması ; ısıtma-soğutma-havalandırmanın toprak hattından dolaştırılan ve yedi kat daha az enerji harcayan ısı pompası ile çözülmesi yapının daha çevreci ve ekonomik olmasını sağlamıştır.
Yapı kütlesi çevre yolundan tamamen geri çekilerek yapı önünde nitelikli bir yeşil alan elde edilmiştir. Böylelikle geniş bir yeşil alan üzerindeki yapının görsel algısı güçlendirilmiş, hem de açık bilim sergileri ve rekreatif alanlar için nitelikli peyzaj alanları tariflenmiştir.
Ziyaretçilerin kendilerini tabiatın içerisinde, açık havada hissedeceği sıkılmadan gezebileceği bir iç mekan ortamı hedeflenmiştir. Bu alan bilim merkezine hayat veren dinamizmini ve canlılığını kazandıran bir alan olarak öngörülmüştür. Gerek oranları gerekse sahip olduğu bağlantılar ve unsurlarıyla nitelikli bir iç mekan oluşturmaktadır. Ziyaretçiler bilim sokağında yürürken sağlı sollu yapı grupları arasından, üstten ışık alan gökyüzünün tüm şeffaflığı ile algılandığı doğal bir sokak ortamında hissetmeleri amaçlanmıştır.
Lineer bir süreklilikle devam eden kararlı ve algılanabilirliği yüksek bir plan kurgusu geliştirilmiştir. Bu kurguda iki çekim noktası oluşturularak aralarındaki hareketin sokağın dinamizmini artıracağı hedeflenmiştir. Bu çekim noktalarından birincisi giriş bölümünde yer alan küre formudur. Bu bölüm planetaryum, konferans salonu fuayesi, çok amaçlı amfi tiyatro ve bunlara bağlana bir kafeteryadan oluşmaktadır. Yapının dışa bakan en şeffaf yüzeyi de küreyi çevreleyen cam cephe bölümüdür. Yapı kabuğunun eğimli formu ve cam yüzeyin küre ile oluşturduğu birliktelik çok zengin perspektifler sunmaktadır. İkinci çekim noktası ise tematik sergi alanı – açık bilim bahçesi ve bahçenin sonunda yer alan gözlemevidir. Tematik sergi alanında da sokak kurgusu tabiatla bütünlüğünü artırarak sürdürülmektedir. Bilimin ana unsuru tabiattır. Bu anlamda tabiattan kopuk bir bilim sergisi düşünülemez. Sergi alanlarında ihtiyaç duyulan farklı ışı ve sunu ortamları ile temalara göre gruplama ihtiyacı, tematik sergi alanlarının yeşil alleden ayrılma ihtiyacını zorunlu kılmaktadır. Buna karşı bu tü sergi ortamlarında uzun süre durmak bunaltıcı olabilmekte, doğal ışığa ve dinlenmeye ihtiyaç duyulmaktadır. Yeşil alle bu anlamda tamamen doğal bir ortam sunmakta, sergiler arasında ziyaretçilere çimlerin üzerinde dinlenme ortamı sunmaktadır. Oluşturulan suni tepeler, küçük ırmakalr ve ağaçlar ziyaretçilere doğal ortamda yürüyüş keyfini verecektir. Yeşil allede yer alan amfi tiyatrolarda öğrenci gruplarına yönelik gösteriler düzenlenebilmektedir. Yüksek ve esnek hacim avantajı yönü ile yeşil alan aynı zamanda büyük bir sergi alanı olarak düşünülmelidir.
İç mekandaki yapıların form anlayışı sürekliliğin ve birlikteliğin hakim olduğu ancak her yapının da kendisini güçlü bir şekilde ifade edebildiği bir tasarım ekseninde kurgulanmıştır. Ziyaretçilerin alanın geometrisini algılayabilmesi mekanın ifadesini güçlendirmektedir.
İç mekandaki çoğulcu ve parçalı form anlayışının tersine, yapı kütlesinde daha kompakt ve bütüncül bir form elde edilmiştir. Hızlı ve dinamik bir görünüm verilen yapı formu, yumuşak akışkan hatlardan oluşmaktadır. Bunun için yapının zemine temas eden yüzeyi kısmen yerden koparılarak oluşturulan gölge etkisiyle hareket halindeki bir form etkisi verilmiştir. Aerodinamik tasarım kurallarına uygun olarak yapı, giriş kısmına doğru hareketlendirilmiştir.
DEVAMINI OKU