Ana fikir olarak ziyaretçiyi bir süreklilikle alan içine çeken bir tasarım çizgisi benimsenmiştir. Zemin katların iç avluyla fiziksel ve görsel ilişki kuran mekanlar olarak tasarlanması insan ölçeğinde görsel süreklilik sağlamıştır.
Ulaşım ve yoğunluk gibi kentsel özellikler ile optimum alan kullanımı, peyzaj , açık – yarı açık – kapalı alan oranları , araç yaya sirkülasyonu ve kitlesel kompozisyon irdelenerek planlama yapılmıştır. Yapının, iç avlusuyla kullanıcılarına ve çevresine yasam kalitesini yükseltecek bir değer oluşturması hedeflenmiştir
Çok amaçlı salon kompleksinin bir yandan geleneksel ve ergonomik, diğer yandan mimari program ve çevre koşullarına uyum sağlayan bir yapı olmasına özen gösterilmiştir. Tasarımda çoğulcu ve katılımcı bir yapıyı vurgulamanın yanında kapsamlı bir kültürel ve sosyal ortam sunulması hedeflenmiştir.
Geleneksel oranlar stilize edilip oluşturulan parçalı kütle kurgusu yapıların ortak kitlesel dilini oluşturan unsur olmuştur.
Salondan çıkan insanların, lineer bir şekilde peyzajla buluşması öngörülmüştür. Ziyaretçilerin süs havuzları, çeşitli bitkisel ve yapısal peyzaj elemanları ile yapı grupları arasından yürürken doğal bir sokak ortamı içerisinde hissetmeleri amaçlanmıştır. Girişten başlayan süreklilik yürüyüş yollarıyla kendini daha da güçlü şekilde ifade edebilmektedir.
Balo düzeninde 1100 kişi, konferans düzeninde 1500 kişi olacak şekilde tasarlanan 1400 m² salon, bölünebilir olarak farklı kullanımlara da olanak vermektedir. Mutfak birimleri tüm salona, toplantı salonlarına ve fuayeye farklı kullanımlarda aynı anda hizmet edecek şekilde tasarlanmıştır.